yabanci basindan > Amerikan Yahudi gençliği İsrail`e daha az bağ

Yeni bir araştırmaya göre, Amerikan Yahudi gençliği İsrail`e yabancılaşıyor. Çalışma sadece Ortodoks olmayan Yahudiler`in görüşünü kapsamakta. Araştırma gençlerin Yahudi kimliklerine bağlılıklarında bir azalmayı saptamamakla beraber, İsrail`in Yahudi gençler arasındaki önemini ayrıntılı bir biçimde inceliyo

Perspektif
9 Ocak 2008 Çarşamba
Rapor, “Mesafenin ötesinde: Genç Erişkin Amerikan Yahudileri ve İsrail’den yabancılaşmaları” başlığı altında yayınlandı ve yeni sürprizleri göstermekten çok genelde şüpheleri  doğrulayan The Andrea ve Charles Bronfman Philanthropies kuruluşunca onaylandı.
Genel bulgular, Amerikan Yahudi gençliğinin İsrail’e artan bir biçimde mesafeli durduğunu ve bu trendin onyıllar içinde düzenli bir artış gösterdiğini ortaya koymakta.
Örneğin, 35 yaş altı kişilerin yarıdan biraz azı (%48’i) “İsrail’in yıkımının kişisel bir trajedi olacağı” konusunda, 65 yaş üstünün %78’ine kıyasla hemfikir. Sadece 35 yaş altı genç grubun %54’ü, 65 yaş üstü grubun %81’ine, 50- 64 yaş grubunun %74’ünde ve 35- 49 yaş grubunun %64’üne kıyasla “Yahudi devleti fikriyle huzurlu”.
Rapor, Synovate Inc tarafından yapılan 2007 Amerikan Yahudileri Ulusal Araştırması’nın, e- posta ve internet aracılığıyla, Aralık 2006 ve Ocak 2007’de yürütülen bir çalışmasından temel almakta. Çalışma sadece Ortodoks olmayan Yahudiler’in görüşünü kapsamakta.
1,828 katılımcıdan, 124 Ortodoks araştırmadan çıkartıldılar; çünkü Ortodokslar’ın İsrail ile bağı Ortodoks olmayanlara göre daha yakın olduğu kabul edilmekte.
Rapor yazarlarından biri olan New York’taki Yahudi Dini Enstitüsü İbrani Birliği Koleji’nde sosyolog ve araştırmacı profesör Steven Cohen’e göre, kuşaklar arası fark giderek açılıyor. Bu da demek oluyor ki Yahudiler’in yaşı gençleştikçe İsrail’e olan bağlılıkları azalacak ve onların bu tutumu ebeveyn ve atalarının kuşaklarındaki görüşün yerini alacak.
“Her türden, katı sınır çizgilerine sahip gruplar arasında artan bir huzursuzluk var” sözleri ile Cohen “millennial” olarak adlandırılan 1980’den sonra doğanları işaret ediyor. “Yahudi devleti fikri ayrıca Yahudi gençliğinde tam oturmuş değil.”
Her şeye rağmen, İsrail’e bağlılıktaki azalma, organının bu çalışmaların sonuçlarında ortaya çıktığı kadar umutsuz olmadığını ileri sürüyor Cohen. Çalışma, 35 yaş altı Yahudi gençliğinin %60’dan fazlasının İsrail’e bağlılık konusunda farklı eğilimler sergilediğini gösteriyor.
“Bardak hâlen yarı dolu, gerektiği kadar dolulukta değil” diyen Cohen, raporu Davis Kaliforniya Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Yardımcı Profesörü Ari Kelman ile beraber yazdı.
Politik eğitimlerin, Yahudi gençliğinin İsrail’e yaklaşımlarında etkili olmadığı görünüyor. Hatta, verilerin öngördüğü üzere, Cumhuriyetçi’yim diyenler veya kendilerini konservatif olarak tanımlayanlar, Liberal tanımlayanlara göre İsrail’e daha yabancı.
Cohen’in kanaatine göre, Ortodoks olmayan, sayıları az da olsa sağ eğilimli  Amerikan Yahudi gençleri İsrail dahil, Yahudi kökenlerine genel olarak mesafeli durmaktalar.
Eldeki verilerin sonuçları veya İsrail’e bağlılığın azalması, Amerikan Yahudi gençlerinin daha az “Yahudi” oldukları anlamına gelmiyor. Aksine, son dönemde yapılan birçok çalışma ve anektodal kanıt Yahudi gençleri arasında kültürel ve dini açıdan büyük bir canlılık ile yaratıcılığın yaşandığını gösteriyor. Rapor, İsrail’in resmin beklendiği kadar bir parçası olmadığını ve bu yönde bütün toplumun çaba göstermesi gerektiği hakkında uyarıyor.
“Yahudi gençliğinin, Yahudi aidiyetine bağlı ama Siyonist girişime mesafeli kalması endişe verici” diyor Cohen JTA’ya. “Şu büyüyen fenomeni görüyoruz: Şema’yı söylemek konusunda sorunu olmayacak ama Yahudiler ‘Hativa’yı söylemeyecekler.”
Ulusal düzeyde bağlantıların kurulmasına ve minyanların oluşturulmasına destek veren, ikincil hedef olaraksa Yahudi gençlerinin büyüklerine kıyasla İsrail’e karşı daha dengeli davranışa sahip olmasını için çalışan Mechon Hadar’ın idari yönetmeni Rabbi Elie Kaufner, “bağımsız minyan hareketinde İsrail programını nasıl oluşturacaklarına henüz karar veremediklerini” söylüyor.
Kaufner, “Bu, bizim kuşağımızın henüz çözemediği bir sorunu yansıtıyor: bir slogana asılmadan İsrail’e nasıl bağlı olabiliriz” – sağ veya sol kanat için – “ama hâlâ duygusal olarak bağlıyız” diyor.
Kaufner İsrail’in Bağımsızlık Günü’nü kutlamalarını “sessiz” minyanlar olarak tanımlıyor ve “İsrail’le bağlantı konusunda noksan oluşumuzdan değil, çünkü (Yahudi devletiyle) iletişim ve günü kutlama konusunda hâlâ uygun yolu arıyoruz” demekte.
Gençlerin İsrail’e yakınlık duymalarında İsrail’de geçirdikleri zaman önemli rol oynuyor.
Rapor, Yahudi gençlerinin %19’unun hiç İsrail’e gitmedikleri hâlde ülkeye bağlılık konusunda “yüksek” bir düzey gösterirken, bu oran ilk yolculuktan sonra %34’e ve ikinci ile üçüncünün ardından %52’ye sıçramakta.
Aksine, İsrail’e hiç gitmemiş Yahudi gençlerinin %42’si “düşük” düzeyde bağlılık göstermekte. Bu sayı, bir yolculukla %17’ye düşmektedir.
Ya politik etkiler?
“Yolculuk önemli” diye yazıyor Cohen ve Kelman. “Fazla sayıda yolculuk ve daha uzun kalış süreleri, az sayıda ve kısa olanlara göre daha etkili.”
Chicago Spertus Kolej’de Yahudi Eğitmi profesörü ve son yedi yılda İsrail’e 150,000 kolej ve kolej sonrası çağında Yahudi genci götüren Birthright (Doğum Hakkı) İsrail Eğitim Direktörü Barry Chazan, “Bazı yönleriyle bu dramatik bir saptama” diyor.
Bulgular Chazan’ın ve arkadaşlarının söylediklerini doğruluyor: Yahudi Amerikan gençlerini İsrail’e ücretsiz ve özenle organize edilen yolcuklarla götürmek Yahudi kimliğinin oluşumunda etkili bir araç.
“Motivasyon güçlü; gençler oraya çekilmiyor” diyor Chazan. “İsrail tarihi, Siyonizim ve çağdaş İsrail hakkında eğitim alıyorlar. Bu oldukça kesin.”
Chazan, Brandeis Üniversitesi Modern Yahudi Araştırmaları Cohen Merkezi direktörü Leonard Saxe ile birlikte, Birthright hakkında bir kitabı yeni bitirdi, kitap önümüzdeki bahar yayınlanmak üzere takvimine girdi. Chazan ve Saxe, Cohen- Kelman’ın raporuyla Amerikan Yahudi gençliğinin  İsrail’e bağlılığının azaldığına itiraz etmekte ve Birthright’in yapabileceği çok şey olduğunu söylemekteler.
“Onbinlerce genç erişkin İsrail’de bu deneyimi yaşıyorlar” diyor Saxe, “Bu, İsrail’i tanıyan ve benzeri görülmemiş bir şekilde İsrail’e ilgi gösteren bir kuşak yaratacaktır.”
Geçtiğimiz yaz Lübnan Savaşı’nın ardından, Saxe’in merkezi Birthright programına katılan Amerikan Yahudi gençlerinin tepkisi ile katılmayan gençler arasındaki tepkiyi araştıran bir çalışma gerçekleştirdi. Saxe, “dramatik farklar” bulduklarını bildirdi.
“Program mezunları bilgilerini, programda bulunmayanlara göre çok daha farklı yollardan aldılar” diyor Saxe, “İsrail medyasına baktılar ve haberleri doğrudan tanıştıkları İsrailliler’den aldılar, sadece CNN izleyen değil.”
Saxe, bu kış gerçekleşecek Birthright programının geçtiğimiz Çarşamba saat 10.00 a.m. itibariyle açıldığına ve 6,000 kişinin kayıt yaptırdığına işaret etti.
“İsrail ve İsrail’e yolculuk için bu kadar çok ilgi varsa, bir krizle karşı karşıya olduğumuzu söylemek çok zor” sonucuna vardı.
“Beyond Distancing: Young Adult Amrican Jews and their Alienation from Israel (Mesefanin ötede: Genç Erişkin Amerikan Yahudileri ve İsrail’den yabancılaşmaları)” konulu araştırmaya,
www.acbp.net/publications.html
adresinden ulaşılabilir.

Çeviri: David OJALVO